21 Aralık 2011 Çarşamba

Mutlaka Yapılması Gereken Şeyler


Yumurtayı eline alıp sık. Ama soyulmamış olsun. Ve haşlanmamış. Sonra patlasın. Yerleri boşver, eğlen.
Grafiti yap. Ama çok abartma. Boyanması yasak olan yerler var. Ama duvar kirlenebilir. O yüzden kağıda yapmak daha iyi sanırım. Kağıda grafiti yap. Sprey boyalarla.
Bir de çamurda zıplayabilirsin mesela. Çok eğlenceli olur. Çamurda zıplayıp her yere çamur saç.
Bir de bu şarkı çok güzel.

12 Aralık 2011 Pazartesi

Award Ödülleri

1.Ödülü bize veren kişiye teşekkür ediyor ve linkini veriyoruz.
Volante'ye çook teşekkür ediyorum :)
http://yagmurunyagmasiyidir.blogspot.com

2.Hakkımızıda 7 gerçek paylaşıyoruz.
1. Normalde çok içime kapanık biriyim. Eskiden, hep eski arkadaşlarımla birlikteydim. Çünkü konuşamıyordum kimseyle. Ama şimdi birazcık azaldı.


2. Uzun binaları sevmiyorum ben. Aslında korkuyorum. Üstüme düşecekler gibi geliyorlar. Uzun binaların yanlarına gidemiyorum.


3. Bodrum'u ve İstanbul'u çok seviyorum. Bodrum'u sessiz ve sakin olduğu için, İstanbul'u caddelerinden dolayı.


4. Çoğu kişinin sevdiği insanlardan ben nefret edebiliyorum.


5. Hep peluş hayvanlarla uyuyorum.


6. Asosyalim.


7. Aşağılayan, başkalarına arkadaşını rezil eden insanlardan nefret ediyorum.


3.Sevdiğiniz 10 blogcuya ödül verin ve verdiğinizi de haber verin.


Yanlış Anlaşılmış Mahkum
Seymsomething
Misisipi
Mandalinasuyu

Küçüklük Fotoğraflarını Gizleyelim Bence


Küçükken o kadar garip giyiniyormuşum ki. Pantolonu çok çekiyormuşum. Fotoğraflara bakınca gördüm. Ve gerçekten iğrenç duruyormuş. Ve birinci sınıfta, sınıfça çekildiğimiz fotoğraflarımızın arasında çok kötü durmuşum.

E nereden bilelim biz o zamanlar; büyüyünce o fotoğrafların Facebook'a koyulacağını.

O zamanları hatırlamıyorum. Hatırlamak da istemiyorum. O kadar iticiymiş ki.
Sonra da, o fotoğraflardan birisinin bulunduğunu ve Facebook'a koyulduğunu gördüm. Resmi büyütemedim bile. Hemen kapattım. Tiplerimiz çok komikti ama.

Uzaktan baktım ama. Ben resimde gülümsediğimi zannedip dişlerimi dışarı çıkarmışım ve dudaklarıma bastırmışım. Bir de o pantolonla.

Sonuç olarak iğrenç bir görüntü olmuş. Diğer kişilere bakamadım ama onlar da benim kadar kötü çıkmışlardır bence. Belki de değildir. Eğer cesaret edebilirsem bakarım ama fotoğraf iğrençti.

Küçüklük fotoğraflarını sevmiyorum. Anı olsa bile.

10 Aralık 2011 Cumartesi

Hoş Geldin Aralık


Aralık'ı bi' ayrı seviyorum. Yağmurun yağması ve yılbaşının kutlanmasından dolayı. Çamurun içinde zıplamayı sevdiğimden dolayı. Hoş geldin Aralık :)

2 Aralık 2011 Cuma

Benimkisi Bir Asansör Rezaleti


Bugün cuma olduğu için çok mutluydum. Gülücükler saçarak servise bindim. Eğlendik baya serviste. Çok güzeldi. Sonra eve geldim. Apartmanın karşısına çantamı koydum, aramaya başladım anahtarı. Sonra en arkasına baktım çantamın. Buldum anahtarı. Apartmanın kapısını açtım, içeri girdim. O heyecanla koşa koşa asansöre binip düğmeye bastım. Sonra asansör aynasının karşısına geçip saçma sapan yüz ifadeleri, ölü taklidi, salak kız taklidi ve benzeri şeyler yapmaya başladım.

Hep düşünürüm iyi ki asansörün içinde kamera yok. Yoksa batmıştık biz!
...derken kapı açıldı. Ben, iki elim yanaklarımı sıkarken ve dilimi çıkarmış bir halde kadına aynadan baktım. Yüz ifadesi korkunçtu ve sanırım beni deli sandı. Kadına iyi günler deyip asansörden çıktım hemen. Sonra bizim evin kapısına doğru yöneldim. Ama kapının bizim kapının aynısı olmadığını, bu kapının daha koyu bir renkle boyanmış olduğunu gördüm ve kendimi, filmlerde izlediğim; zaman makinesine girip de her şeyin eskiye dönüşünü izleyen insanlardan biri olduğumu sanmıştım. Ama sonradan yanlış katta olduğumu fark ettim . Kadına söyledim ve asansöre bindim.

Sonunda eve geldim ve asansörden kurtuldum. Ne kadan güzel bi' duygu.